Mağosa limanı türküsünün Ali İsmail için yapılan klibini seyrediyorum aylardır. 1994- diye başlıyor klip. 1994’ü görünce gözlerim doluyor, sonra Abdullah geliyor aklıma, Mehmet , Ethem, şimdi bir de Ahmet eklendi. Ağlasam mı bağırsam mı ne yapsam bilemiyorum, kalbim kan değil de keder pompalıyor sanki bütün hücrelerime. Ben böyle yanıyorsam diyorum anneleri, babaları, kardeşleri ne hissediyorlar. Düşünmeye çalışıyorum beynim almıyor. Sonra “arkadaşları dövmüştür” diyenler geliyor aklıma, “ terör örgütü üyesiydi” diyenler. Dün gece, 22 yaşındayken ölen gencecik bir çocuk için araştırma zahmeti göstermeden “çatıdan düştü” diyenleri görüyorum. Keder, öfkeye dönüyor, öfke nefrete. Geçmiyor içimdeki korkunç his, geçmeyecek. İçimize bu çaresizlik hissini, bu yenilmişlik hissini, bu acıyı, bu kederi salanlar hesabını vermeden geçmeyecek.
10 Eylül 2013 Salı
11 Temmuz 2013 Perşembe
9 Temmuz 2013 Salı
YENİ BİR MUTFAK YENİLEME ÇALIŞMASI :)
Hem ülkenin karmakarışık yorucu gündemi, hem şahsi iş güç derken epey uzun bir süre ayrı kaldık. Uzun ayrılığa değecek sizlerin de çok beğeneceğini tahmin ettiğimiz yeni bir "mutfak yenileme" çalışması ile karşınızdayız. Bu kez çalışma bizim değil. Sevgili Tuğba bizim mutfak yenileme çalışmamızı ve Turuncu Oda'nın enfes çalışmalarını nette görmüş ve sağ olsun beğenmiş, uzunca bir mail trafiğinden sonra mutfağını yenilemeye karar verdi. Azimle çalışmış ve muhteşem bir sonuç çıkmış ortaya. Bu yenileme çalışmasını bizzat Tuğba'nın ağzından anlatmak istedik sizlere. O da bizi kırmadı ve mutfağının ilk halinden yepyeni haline gelişini bir yazıya döktü. Şimdi bu yazıyı sizlerle paylaşıyoruz.
Herkese merhaba!
Bugün size Sevgili Gözlük ve Turuncu Oda’nın desteği ile yenilediğim mutfağımı sunmak istiyorum.
Beni için oldukça zor ve hummalı bir çalışma oldu. Neden derseniz sırayla sizlerle de paylaşmak
istiyorum. Oturduğumuz ev yaklaşık 23 yıllık bir bina. Mutfağımızda çok sağlam ama tabi modeli oldukça eski bir dolabımız vardı. Yalnız mutfak pek de aydınlık değil. Bu da aşağıdaki ahşap rengi ve cila ile birleşince kasvetli bir hal alıyor.
Neyse gelelim yenileme çalışmalarına, yaklaşık bir yıldır bu konuyu araştırıyordum :”mobilya
boyama”,”cilalı mobilya boyama”,”zımpara yapmadan mobilya boyama”.
Bu araştırmalarım esnasında birçok yerde “Polisan Matrix Lux Anti Aging X1 Su Bazlı Kokusuz Parlak”
boyaya rastladım. İsmini tam olarak yazıyorum çünkü bu boyanın solvent bazlısı da mevcut alırken
üzerindeki yazıları dikkatli okumak gerekiyor. Su bazlısı Plastik Kutuda, Solvent Bazlısı Metal Kutuda. Gerçekten mükemmel bir boya. Benim gibi bebeği olan ve solvent bazlı boyalara alerjisi olan biri için ideal. Boya ile ilgili muazzam şeyler söyleniyor, zımpara yapmadan yatak odaları, salon takımları boyayan arkadaşlar var. Astar gerektirmiyor. Ben tabi şaşkınlıkla onların yazdıklarını takip ediyordum. Sonrasında ikinci bebeğime hamile olduğum için boyama fikrini bir süreliğine rafa kaldırdım. Doğumdan 6 ay kadar sonra sevgili Turuncu Oda ile tanıştım bana tecrübelerini aktardı ve bu konuda en iyi örnek olarak gösterdiği sevgili Gözlük ile beni tanıştırdı. Onlardan net ortamında bilgiler almaya çalışırken mutfağımın balkon kapısını zımpara yapmadan boyama işine giriştim. (İlk fotoyu orayı boyadıktan sonra çektim.)
Gayet net bir şekilde size yanıt verebilirim ki zımpara yapmadan mobilya boyamak mümkün ancak ne boya yüzeyi iyi kapatıyor ne de sağlam bir boya yüzeyi elde ediyorsunuz. İşin özü zımpara yapmaktan geçiyor. Çünkü zımpara yapmazsanız darbelere çok da dayanmayan bir boya yüzeyiniz oluyor. Evet boyuyorsunuz ama istenilen yüzeyi ve kapatıcılığı elde edemiyorsunuz. (Tabi bu benimkisi gibi cilası çok fazla olan dolaplar için geçerli, cilanız zamanla çıkmışsa bunu siz tecrübe etmelisiniz)
Sevgili Gözlük ve Turuncu Odanın da deneyimleri bu yöndeydi ve ben zımparalama işine başladım. 220 kağıt zımpara kullandım. (En çok gözümde büyüttüğüm zımpara yapmaktı zaten.)Kapakları sökmedim çünkü çok eski olduklarından aynı menteşelerle yerine takmam ve ayar yapmam imkansızdı.
Her bölümün kapaklarını içini dışını iyice zımparaladım ve tozunu güzelce temizledim. (Tozu iyice silmezseniz boyanızda o tozlar sarı olarak gözüküyor. Ayrıca sevgili Gözlüğün de belirttiği gibi yağ kalıntılarını ayrıca telle iyice temizlemelisiniz aksi takdirde oralardan boyanız çatlıyor. Suntalam yüzeyde (benim dolaplarımın iç kısmı) boya kapatıcılığı o kadar iyi değil ama kapaklarda süper. Çünkü suntalam boyayı emiyor. En ama en önemli dikkat edeceğiniz sevgili Turuncu Odanın chalk paint ile şifonyer boyama videosunda izah ettiği konu bir bölgeye küçük bez rulo ile boyayı sürdükten sonra eğer aynı yer kurumadan tekrar ruloyu sürerseniz işte o zaman yandınız alt yüzeydeki boyada bir miktar sıyrılıyor o bölge çok açık renk kalıyor ve kapatmak inanın tüm dolabı boyamaktan zor. Boyayı az sürseniz kapanmıyor, çok sürseniz akıyor. Bu yüzden ruloyu bir yere sürünce sakın kurumadan oradan tekrar rulo geçmeyin.
Diğer bir konu ruloda boyayı kurumuş bırakmayın işiniz bittiğinde iyice yıkayın ve kurumasını bekleyin.
Dolap kapaklarını çıkarmadan boyarsanız 24 saat sert kuruma süresi bitmeden kapakları kapatmayın yoksa atma yapan yerleri imkanı yok kapatamıyorsunuz. Zımparayı iyi yaptığınız takdirde boya darbe dayanımı gayet iyi oluyor. Ben bizzat bıçakla vurup test ettim atma yok
Bu arada üst kapağı sararan bulaşık makinamı da öylece bırakmadım dolapları boyayınca çok sırıttı sararan kısmı buzdolabı boyası ile (sprey selülozik emaye boyası) boyadım altını da dc-fix ile folyoladım.
Fayanslar için sevgili Gözlük’ten ilham aldım sadece 5 tl’ye satın aldığım dc-fix ile folyoladım. Yalnız bu folyonun yüzeyi duvar kağıdı gibi pütürlü ben de rastgele deseni için almıştım. Suya çok iyi dayanıyor ve baloncuk oluşmadan folyolayabildim. Bu arada kulplarımı da metal kulplarla değiştirdim.
Sonuç: İçime sinen ve apaydınlık bir mutfak!
Bugüne kadar niye beklemişim diyorum kendi kendime. Sevgili Gözlük ve Turuncu Oda bana inanılmaz cesaret verdiler ve Sevgili Gözlük Mutfak Yenilemede ilham kaynağım oldu. Sonsuz teşekkürler,
Sevgiyle Kalın…
Tuğba
Tuğba'cım bir kez daha ellerine, emeğine , zevkine sağlık, olağanüstü güzel bir sonuç çıkmış ortaya. Ayrıca bu güzel yazıyı hazırladığın ve paylaşmamıza izin verdiğin için tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Sevgiler...
4 Haziran 2013 Salı
28 Nisan 2013 Pazar
uzunca bir süredir, bir şeyler yazamadığımız için herkesten çok çok özür diliyorum önce , bazen böyle oluyor , bir şeyler yazıp paylaşmak istiyorum ama ne yazacağımı bilemiyorum , işte öyle bir dönem galiba. kulaklarınıza ve gönlünüze keyif verecek bir şey paylaşıyorum sadece, dinleyelim, dinletelim :)
peşinen uyarı : videonun sonundaki Şebnem Ferah sesine kendinizi fazla kaptırmayın, ağlamak işten bile değil :) sevgiler selamlar
17 Mart 2013 Pazar
İYİ PAZARLAR :)
Herkesin hayatında bir Vasfiye Teyze olmuştur, henüz olmamışsa mutlaka ileride bir gün olacaktır :) İyi seyirler, keyifli pazarlar...
Ne çektik beeeee :))
Ne çektik beeeee :))
18 Şubat 2013 Pazartesi
MUTFAK YENİLEME MACERASI - AYRINTILAR :)
Mutfağımda yaptığım değişiklikleri daha önce burada paylaşmıştım. Beğenen, güzel yorumları ve dilekleriyle beni mutlu eden herkese çok çok teşekkür ederim.
Aldığım yorumların çoğunluğu fotoğrafları sıkıştırmış olmamdan kaynaklı şikayetler içeriyordu o sebeple mutfak yenileme maceram konusunda büyük büyük bolca resimli yeni bir yazı hazırlamaya karar verdim :))
O halde gelsin büyük büyük resimler :))
Burası mutfağımızın oturma kısmı, eski halinde duvarlar buz yeşili denilen bir renkti. Önce duvarları beyaza boyadım. Sonra maskeleme bandıyla yukarıda görülen şeritleri oluşturdum ve kırmızıya boyadım.
Gelelim masanın üzerine :) Eşimle birlikte olan fotoğraflarımızı bilgisayarda siyah beyaza çevirdim. Sonra fotoğraflardan farklı boylarda baskılar aldım. Tam masanın ölçüsü kadar siyah fon kartonuna büyüklü küçüklü yapıştırdım. Kartonu masanın üzerine yerleştirdim. Masanın camını da fotoğrafların üzerine yerleştirdim. Bence mutfağın en şeker kısmı burası oldu :))
Yeni yaptırdığım dolabın bir tanesi budur. (Diğeri kapının arkasında kalınca fotoğraflamayı yine unutmuşum) bunun için hiçbir emek sarf etmedim :) dolaplarım yeterli gelmiyordu,mobilyacıya gidip ölçüleri verdim ve bu arkadaş mutfak ekibine böylece katıldı. dolabın üzerindeki vazoyu migrostan, mumları ikeadan aldım. Fotoğrafta görülen güzeller güzeli peçetelik ve içindeki kırmızı peçeteler ise sevgili blog ortağım aynı zamanda komşum,aynı zamanda arkadaşım "G" nin hediyesi :))
Bu da diğer açıdan masanın görünüşü. Perde pazardan alındı :) Perdenin kenarında kırmızı boncukları dikkat ederseniz görebilirsiniz.Siyah ipe zincir çekip kırmızı boncuklar taktım, onu da perdenin köşesine iliştirdim. Olmasa da olurdu ama oldu :))
Bu saate görür görmez bayıldım, mutfağıma uyacağını düşünüce de hemen aldım :)
Bu da yeni lambam, kırmızıydı, moderndi, bunlar onu almam için fazlasıyla yeterliydi :) ben aldım, babam monte etti, çok da güzel oldu pek de güzel oldu :)
Ve işin esas meşakkatli kısmı. Dolaplar. Dolaplarımın eski hali önceki yazımda mevcut. Bunlar ise şu andaki halleri :)
Daha önceki yazıda da anlattığım gibi, dolapları önce temizledim, sonra ince bir zımpara yaptım. Arkasından polisan matrix x1 su bazlı yarı mat boya ile boyadım. Rafları ve kapakların tutma yerlerini siyaha boyadım. Kalan kısımları beyaza boyadım.
Duvardaki fayanslar daha önce beyazdı dolaplarda beyaz olunca fazla sırıttılar, fayansları yapışkanlı kağıtla kapladım. Yapışkanlı kağıdın yakından görünüşü ise şöyle bir şey ;
İşte hepsi bu, sonuçta çok sevdiğim bir mutfağım oldu. Bu arada ben mutfağımı yenilerken yeni hallerini paylaşırken, ortağım sevgili "G" boş durmuyor. Kendisi çabucak gaza gelen bir insan olarak hemen kendi evinde yenileme çalışmalarına başladı. Çok çok yakın bir zamanda oturma odası yenileme macerası ile karşınızda olacak :))
Beğenileri ve güzel yorumlarıyla bizi yüreklendiren herkese sevgiler saygılar :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)