9 Temmuz 2013 Salı

YENİ BİR MUTFAK YENİLEME ÇALIŞMASI :)


Hem ülkenin karmakarışık yorucu gündemi, hem şahsi iş güç derken epey uzun bir süre ayrı kaldık. Uzun ayrılığa değecek sizlerin de çok beğeneceğini tahmin ettiğimiz yeni bir "mutfak yenileme" çalışması ile karşınızdayız. Bu kez çalışma bizim değil. Sevgili Tuğba bizim mutfak yenileme çalışmamızı ve Turuncu Oda'nın enfes çalışmalarını nette görmüş ve sağ olsun beğenmiş, uzunca bir mail trafiğinden sonra mutfağını yenilemeye karar verdi. Azimle çalışmış ve muhteşem bir sonuç çıkmış ortaya. Bu yenileme çalışmasını bizzat Tuğba'nın ağzından anlatmak istedik sizlere. O da bizi kırmadı ve mutfağının ilk halinden yepyeni haline gelişini bir yazıya döktü. Şimdi bu yazıyı sizlerle paylaşıyoruz.



Herkese merhaba!
Bugün size Sevgili Gözlük ve Turuncu Oda’nın desteği ile yenilediğim mutfağımı sunmak istiyorum.
Beni için oldukça zor ve hummalı bir çalışma oldu. Neden derseniz sırayla sizlerle de paylaşmak
istiyorum. Oturduğumuz ev yaklaşık 23 yıllık bir bina. Mutfağımızda çok sağlam ama tabi modeli oldukça eski bir dolabımız vardı. Yalnız mutfak pek de aydınlık değil. Bu da aşağıdaki ahşap rengi ve cila ile birleşince kasvetli bir hal alıyor.


Neyse gelelim yenileme çalışmalarına, yaklaşık bir yıldır bu konuyu araştırıyordum :”mobilya
boyama”,”cilalı mobilya boyama”,”zımpara yapmadan mobilya boyama”.
Bu araştırmalarım esnasında birçok yerde “Polisan Matrix Lux Anti Aging X1 Su Bazlı Kokusuz Parlak”
boyaya rastladım. İsmini tam olarak yazıyorum çünkü bu boyanın solvent bazlısı da mevcut alırken
üzerindeki yazıları dikkatli okumak gerekiyor. Su bazlısı Plastik Kutuda, Solvent Bazlısı Metal Kutuda. Gerçekten mükemmel bir boya. Benim gibi bebeği olan ve solvent bazlı boyalara alerjisi olan biri için ideal. Boya ile ilgili muazzam şeyler söyleniyor, zımpara yapmadan yatak odaları, salon takımları boyayan arkadaşlar var. Astar gerektirmiyor. Ben tabi şaşkınlıkla onların yazdıklarını takip ediyordum. Sonrasında ikinci bebeğime hamile olduğum için boyama fikrini bir süreliğine rafa kaldırdım. Doğumdan 6 ay kadar sonra sevgili Turuncu Oda ile tanıştım bana tecrübelerini aktardı ve bu konuda en iyi örnek olarak gösterdiği sevgili Gözlük ile beni tanıştırdı. Onlardan net ortamında bilgiler almaya çalışırken mutfağımın balkon kapısını zımpara yapmadan boyama işine giriştim. (İlk fotoyu orayı boyadıktan sonra çektim.)

Gayet net bir şekilde size yanıt verebilirim ki zımpara yapmadan mobilya boyamak mümkün ancak ne boya yüzeyi iyi kapatıyor ne de sağlam bir boya yüzeyi elde ediyorsunuz. İşin özü zımpara yapmaktan geçiyor. Çünkü zımpara yapmazsanız darbelere çok da dayanmayan bir boya yüzeyiniz oluyor. Evet boyuyorsunuz ama istenilen yüzeyi ve kapatıcılığı elde edemiyorsunuz. (Tabi bu benimkisi gibi cilası çok fazla olan dolaplar için geçerli, cilanız zamanla çıkmışsa bunu siz tecrübe etmelisiniz)
Sevgili Gözlük ve Turuncu Odanın da deneyimleri bu yöndeydi ve ben zımparalama işine başladım. 220 kağıt zımpara kullandım. (En çok gözümde büyüttüğüm zımpara yapmaktı zaten.)Kapakları sökmedim çünkü çok eski olduklarından aynı menteşelerle yerine takmam ve ayar yapmam imkansızdı.


Her bölümün kapaklarını içini dışını iyice zımparaladım ve tozunu güzelce temizledim. (Tozu iyice silmezseniz boyanızda o tozlar sarı olarak gözüküyor. Ayrıca sevgili Gözlüğün de belirttiği gibi yağ kalıntılarını ayrıca telle iyice temizlemelisiniz aksi takdirde oralardan boyanız çatlıyor. Suntalam yüzeyde (benim dolaplarımın iç kısmı) boya kapatıcılığı o kadar iyi değil ama kapaklarda süper. Çünkü suntalam boyayı emiyor. En ama en önemli dikkat edeceğiniz sevgili Turuncu Odanın chalk paint ile şifonyer boyama videosunda izah ettiği konu bir bölgeye küçük bez rulo ile boyayı sürdükten sonra eğer aynı yer kurumadan tekrar ruloyu sürerseniz işte o zaman yandınız alt yüzeydeki boyada bir miktar sıyrılıyor o bölge çok açık renk kalıyor ve kapatmak inanın tüm dolabı boyamaktan zor. Boyayı az sürseniz kapanmıyor, çok sürseniz akıyor. Bu yüzden ruloyu bir yere sürünce sakın kurumadan oradan tekrar rulo geçmeyin.

Diğer bir konu ruloda boyayı kurumuş bırakmayın işiniz bittiğinde iyice yıkayın ve kurumasını bekleyin.
Dolap kapaklarını çıkarmadan boyarsanız 24 saat sert kuruma süresi bitmeden kapakları kapatmayın yoksa atma yapan yerleri imkanı yok kapatamıyorsunuz. Zımparayı iyi yaptığınız takdirde boya darbe dayanımı gayet iyi oluyor. Ben bizzat bıçakla vurup test ettim atma yok

Bu arada üst kapağı sararan bulaşık makinamı da öylece bırakmadım dolapları boyayınca çok sırıttı sararan kısmı buzdolabı boyası ile (sprey selülozik emaye boyası) boyadım altını da dc-fix ile folyoladım.

Fayanslar için sevgili Gözlük’ten ilham aldım sadece 5 tl’ye satın aldığım dc-fix ile folyoladım. Yalnız bu folyonun yüzeyi duvar kağıdı gibi pütürlü ben de rastgele deseni için almıştım. Suya çok iyi dayanıyor ve baloncuk oluşmadan folyolayabildim. Bu arada kulplarımı da metal kulplarla değiştirdim.




Sonuç: İçime sinen ve apaydınlık bir mutfak!




Bugüne kadar niye beklemişim diyorum kendi kendime. Sevgili Gözlük ve Turuncu Oda bana inanılmaz cesaret verdiler ve Sevgili Gözlük Mutfak Yenilemede ilham kaynağım oldu. Sonsuz teşekkürler,
Sevgiyle Kalın…
Tuğba



Tuğba'cım bir kez daha ellerine, emeğine , zevkine sağlık, olağanüstü güzel bir sonuç çıkmış ortaya. Ayrıca bu güzel yazıyı hazırladığın ve paylaşmamıza izin verdiğin için tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Sevgiler...